Geçte olsa izlediğim bir film The Hunger Games (2012). Eleştirisini yapmak geldi içimden. Korkmayın ! Filmin sürprizlerini açığa çıkarmadan, sonunu söylemeden yapacağım eleştiriyi 🙂 Yönetmen Gary Gross ‘u daha önce meşhur gerçek bir hikayeden uyarlama Seabiscuit (Zafer Yolu) adlı drama filminden biliyoruz. Bu yeni filminde ise konu ve kurgudan önce göze çarpan Jennifer Lawrence ‘ın oyunculuğu oldu benim için. Konu itibariyle 12 bölgeden ve bir başkentten oluşan bir ülkede yapılan baskı ve diktanın geleneksel hale getirdiği bir tür oyun yani Açlık Oyunları ‘ndan bahsediliyor. Acımasız, her bölgeden 12-18 yaş arası bir erkek ve bir kızın seçildiği, toplamda 24 kişi ile yapılan bu yarışmanın tek kazananı oluyor. Buraya kadar anlatınca aklınıza The Tournament filmi gelmiş olabilir. Film konu ve verdiği insani mesajlar açısından bağlayıcı ve anlamlı. Ancak sıra dışı olma ve fark yaratmayı pek yakalayamamış olduğunu düşünüyorum. Devamını Oku
2011 yapımı bir sinema filmi eleştirisi ile merhaba. Üniversitede olduğumdan zorlu final dönemi başlangıcından bu yana blogla ilgilenemedim yeni paylaşımlara imza atamadım. Bundan sonra daha hızlı devam edeceğim blog yazılarıma. Neyse.. The Mechanic filminin baş rolünden bir çoğumuzun Taşıyıcı ‘dan bildiği Jason Statham oynuyor. Yardımcı başrolde ise The Messenger ‘dan yüzünü hatırladığım ve oyunculuğunu beğendiğim Ben Foster var. Film J.Statham ‘ın bir çok filminde olduğu gibi macera ve gerilim dolu olmuş. Devamını Oku
Bir film eleştirisi ile merhaba demek istiyorum sizlere.Son zamanlarda beni bu kadar etkileyen bir film izlediğimi sanmıyorum. Filmin görüntüleri kurgusu ve senaryosu etkileyici. Sonuna kadar her sahnesinin etkisinde kaldığım bir film oldu. Film 1998 yapımı ancak nasıl olduysa gözümden kaçmış. Şimdiye kadar izlememiştim. Aranızda filmi izleyenler varsa “bu zamana kadar nasıl izlemedin bu filmi” diyenler olacaktır. Haklılar da gerçekten izlenmesi gereken bir film. Film konusu Amerika’daki beyaz ve siyahi düşmanlığını/çatışmasını içeriyor. Devamını Oku
