Köle olmak bizim seçimimiz değil mi ?

Kölelik - İnsanlıkBiraz kafa karıştırmak, biraz düşündürmek ve sorgulamak üzerine bir yazı olacak.

Eğer daha iyi not almak için istemeyerek çalıştığınız derslerden memnunsanız,  çalışmak için çalışıyor olmak size normal geliyorsa, hayatınızın 4/3 ‘ünü ilerde zengin olmak için çalışarak geçirmekten sıkılmıyorsanız, istediğiniz şeylere istediğiniz yerlere değil de yönlendirildiğiniz yerlere sizden istenen şeylere yetişmenin telaşı içinde olmaktan şikayetçi değilseniz, okumak için okuyorsanız, ne okuduğunuzun önemi yoksa milyonlarca insana yapılan zulüm umurunuzda değilse bu yazıyı okumayı burada bırakabilirsiniz.

Daha çocukluktan hepimizin beynine enjekte edildi: Okumazsan adam olamazsın! Ne okumazsam adam olamam diyemedik. Okumayı yazmayı öğrendik de ne okumamız gerektiğini, kendimizi nasıl bulacağımızı, kim olduğumuzu, nasıl yaşamak istediğimizi sorgulamamıza vakit kalmıyordu. Bir tarih yazılmıştı kitaplara -yoruma kapalı, sorgu sual istemeyen- onu ezberledik.  –Bu kısmı biliyorsunuz üniversite yıllarına kadar (üniversitede iyi demiyorum) matematikten nasıl nefret eder bir nesil olduğumuzu, İngilizceyi on senede nasıl öğrenemediğimizi vs. deşmeye gerek duymuyorum. —

İyi de tüm bunlar üzerimizde denenirken biz ne yapıyorduk? Razı olmadık mı? Önümüze bir paket getirdiler 16 yıl boyunca bu eğitimi alacaksınız diye “tamam” demedik mi? Paketin içini kurcaladık mı? Bu bana göre değil, ben bu değilim ki yapamam diyebildik mi? Kaçımız takım elbiseyi severek giydi, hangimiz o kravatı çıkarmak için dk. Saymıyordu? Milli bayramlarımızın kutlamaları bile “zorunlu” tutuldu hep. Zoraki kutlama! Bu zorunluluktan değil miydi o bayramlarda kaçmak için fırsat kollamamız.

Şuradakinin buradakinin kılığıyla kıyafetiyle uğraşmaktan, aylarca tartışmaktan güya büyüklerimiz eğitim, ilim, irfan, özgürlük nedir düşündüler mi? Peşkeş çekilmiş olan bir sistem miydi? Yoksa o sistem bilinçliydi de bizim yeni beyinlerimiz mi peşkeş çekiliyordu?

Sonra öğrencilik bitti diyelim…

İş sahibi olduk. Şimdi ne olacak? Nasıl devam edecek? Tüm bir haftamızı o hafta içinde 1-2 gün tatili yaşayabilmek için heder edeceğiz.  İşte sonra çalışmak için çalışan hayat amacı olmayan bireylerden oluşan bir toplumun parçası olmayı başarmış olacağız. Hem de bu köleliği kendi özgür irademizle seçmiş olarak. Para için çalışmak önemli, parayla şöhret, saygı kazanmak önemli ve saygı duyulur bir halde değil mi?

Yetmeyecek tabii. Koca dünyayı paylaşamaz haldeyiz. Bir şeyler yapıyoruz ama neden yapıyoruz diye soruyor muyuz? Ve bizim dışımızdakileri gerçekten düşünüyor muyuz?

Ben burada zırvalarken Suriye ‘de masumların üzerine düşen mermiler, Irak ‘ta yapılan zulüm, Fransa’nın Mali’yi işgal etmesi, Gazze ‘de devam eden katliam…

Acaba biraz suçluluk duygusu içerisinde olmamız gerekmiyor mu?

Geldiği zaman durmuyor, bu gece de böyle oldu. Kendi çapında bir yazı olarak kabul edelim. Sağlıcakla kalın..
Yazarken bana eşlik eden parça : http://fizy.com/#s/1ajavq

Eğer yaşamak için çalışıyorsan, neden çalışarak ölüyorsun.
(The Good the Bad and the Ugly)

Share this Story
  • Düşünce

    Fil gibi düşünmek

    Fil gibi düşünmek gibi bir deyim veya bir niteleme var mı bilmiyorum. Varsa ne anlama geliyor, ne için ne gibi durumlarda ...
  • Düşünce

    Köle olmak bizim seçimimiz değil mi ?

    Biraz kafa karıştırmak, biraz düşündürmek ve sorgulamak üzerine bir yazı olacak. Eğer daha iyi not almak için istemeyerek çalıştığınız derslerden memnunsanız,  ...
Load More Related Articles

Facebook Comments

3 Yorumlar


  1. hakan

    01/21/2013 at 09:23

    güzel yazı olmuş

    Reply

  2. Serkan

    02/17/2013 at 18:36

    dünyayı keşfetmeye çıkmış meraklı çocuklardık. ama unuttuk bir sokağın ucundaki soluk perdeli evlerimizi, unuttuk bahçemizi, güllerimizi, gülüşlerimizi, derken kurtaramadık kendimizi.şimdi sevmediklerimizi sevmeyi deniyoruz yaşadıklarımızı değil.. yaşayamadıklarımızı özlüyoruz.

    Reply

  3. mazlum y.

    04/20/2013 at 02:47

    Kısaca ezbere yaşamayı istemeyerek olsa da öğrettiler! Ezbere yaşadığımız içinde eğitim hayatımızdan tutunda, sosyal hayatımızı belirledikleri değişmez kurallar üzerine kurduk. İşin korkunç tarafı ne kadar yargılasakta olup bitenleri, bizden sonraki neslimize de biz bize öğretileni öğreteceğiz gibi!

    Reply

Eleştiriyi Cevapla mazlum y. Eleştiri İptal

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hakkımda


2010 yılından bu yana blog yazıyorum.


Dijital İş Geliştirme, Dijital Pazarlama, Medya ve Algı Yönetimi, İnternet Reklamcılığı, Web Geliştirme üzerine profesyonel olarak çalışmalar yürütüyorum.


Teknovol 'de kurucu ve yönetici olarak profesyonel iş hayatına devam ediyorum. İnterneti severek ve internetin daha güzel bir alan olmasına yönelik olarak seçici davranarak, yalnız maddi kaygı değil değer ve anlam katmayı da düşünerek güzel işler yapıyoruz.