Ertelemek, dipsiz bir kuyu !

Ertelemek-ProcrastinateHayatın hangi döneminde, hangi yaşında olursa olsun nerede çalışıyor, ne iş yapıyor olursak olalım hepimizin sıklıkla düştüğü ortak tuzak ; ertelemek. Vaçgeçmemek ve üşenmemek ise zorlukla edinebildiğimiz alışkanlıklardır. Ertelemek (procrastinate ) öyle mi ? Birşey yapmak istediğimizde, birşey yapmamız gerektiğinde direniriz. Başka şeylerle uğraşırız. Hepimizin onaylayacağı bir örnek ; ders çalışmaya oturmadan önce yapılanlar olacaktır. O dersin başına geçmemek için muazzam bir çaba gösteririz. Olmadık işler, ihtiyaçlar üretiriz. Toplum olarak birşeyleri “yumurta kapıya dayanana kadar” ertelemekten vazgeçmeyiz. Bundan önceki cümlenin son iki kelimesi birbiriyle tezat olmasına rağmen anlatımı güzel tamamladı. Neyse.. Ertelemek bir alışkanlıktır. Malesef alışkanlıklardan kurtulmak ve kendimiz için değişmemiz gerektiğini fark etmek ve kabullenmek zordur. Oysa düşününce ertelemenin bizi güçsüz düşürdüğünü, zamanımızdan ve dolayısıyla ömrümüzden çaldığını hepimiz farkedebiliriz.

Devamını Oku