Ona zam, buna zam, şuna zam, gazın doğalı sunisi hertürlüsüne zam derken ülke olarak zamlar konusunda ve fahiş fiyata enerji kullanmak konusunda istikrarımızı kaybetmiyoruz. İstikrar demişken yakın zamanda öğrendik ki herşeyde istikrarlı olmamak gerekiyormuş. Abdullah Avcı hocamız sağolsun öğretti. Malumunuz milli takımımız istikrarlı bir şekilde yenilmeye devam ediyor. Artık o hale geldik ki takım yense haberini alsak “yok canım daha maç bitmemiştir” diyeceğiz. Tabi ekonomide, zamlarda, alım gücünde, milli gelirde şunda bunda sürekli bir istikrar söz konusu olunca milli takımda ilk yenilgiyi aldı sonra bunu istikrarlı olarak yapalım dedi heralde. Göz önünde istikrarlı, güçlü, maça çıkmış, kondisyonu tam oyuncular dururken ordan burdan yeni yetme, sağın solun ikinci liginden adam toplayıp çıkıyoruz sahaya. Sahadaki oyuncularda koşma, çalışma, beceresini ortaya koyma konusunda bir istikrarsızlık olunca tabi yenilgi konusunda bu terse dönüyor ve istikrarlı olarak yeniliyoruz.
Sonra çıkıp açıklama yapılıyor ; “efendim hocada sorun yok, kadroda sorun yok.” eee ” Sorun : Oyuncularda, oynamıyorlar, koşmuyorlar. ” Ne gadanda güzel, ne gadanda gerçekçi bir açıklama. Senin ağzından çıkanla kulağının duyduğu bir mi ? (der buna İsmail Abi ) Sen takıma bir bilinç, bir mantalite ile oynatma, oyuncular kendinden korkar şekilde çıksın sıfır motivasyon ile sonrada sorun bizde değil topçuda de ! Vay be !
Bu konuda biraz içimi dökmek istedim. Konu milli takım olunca başarısızlıklar çok fazla sinir bozuyor ve üzücü oluyor gerçekten. Özellikle son birkaç yılda eskiye nazaran daha kaliteli ve nitelikli futbolcular olmasına rağmen birşeylerin yapılamaması üzücü.
