Karabulut’un not defteri

Olmuyorsa zorlamayın kızlar

Topuklu SevdasıKütüphanede ders çalışırken duyduğum rahatsızlık üzerine yazıyorum. Sessiz, uhrevi ve nezih bir ortamda ders çalışırken uzaktan gelen ve yaklaştıkça artan bir ses “tak tak tak..”. Bütün konsantrasyon biter, dikkat dağılır ve o ortamda çalışan herkes asabi bir şekilde rahatsız edilmiş tilki misali kulaklarını dikerler. Bu sesin sebebi topuklu ayakkabı ‘nın nerde giyileceğini bilmeyip birde onları giyip kütüphaneye gelen bir kızdır. Kız arkadaşlara tavsiyem kulaklarınızın şiddetle çınlamasını istemiyorsanız o ayakkabılarla kütüphane, çalışma salonu vb sessiz ortamlara girmeyin. Topuklu ayakkabılarınızdan vazgeçemiyor musunuz ? O zaman çözüm ortada ; ayakkabılarınızın altına lastik çaktırmalısınız 🙂 Araştırdım biraz ve kadınların kendi aralarında şöyle bir söz kullandığını öğrendim : “Her kadının topuk sesi farklıdır.” 

Ya sırf uzun görünmek, çekici olmak için bu ayakkabıları giyip perişan olan kızlar ne olacak ?

Belli ki o ayakkabıyla yürümeyi beceremiyor. Kendine ızdırap. Birde giydiği şehirde arnavut kaldırımı sokaklar varsa izlemeye değer bir komedi çıkıyor ortaya 🙂 Bu yüzden “topuklu ayakkabı giymek ve onlarla doğru düzgün yürüyebilmek bir sanattır.” diyenlerin sayısı oldukça fazla. Devamını Oku

Keyfinizin izleniyor olması nasıl bir duygu ?

PhormKişisel verilerimizi, arama sözcüklerimizi, tıkladığımız reklam çeşitlerini ve iletişim ağımızı izleyen ve bütün web sunucularının kullandığı algoritmalardan bahsedeceğim. Bunların en bilineni ve gündem oluşturanı Phorm[1] ve sonrasında ülkemizde TTNET ‘in uyguladığı Gezinti.com servisleri. Bu sistemlerim genel amacı kullanıcıların internet tecrübelerini daha fazla kişiselleştirmek. İnternette yaptığımız herşeyi işleyerek profilliyor bu sistemler. Verilerimizden elde edilen profil ile gezintimiz sırasında önümüze ticari veya sıradan içerikler sunuluyor.

İnternetteki davranışımızın izlenip buna uygun içerik sunulmasının ne zararı olabilirki ?

Tabiki izleniyor olmak. Bu izleme DPI(Deep packet inspection) denilen teknolojilerle yapılıyor. Bu teknolojiler kullanıldığında yapılan izleme sıradan bir takip değil. Sadece bilgisayarlarınızı değil, internet hattınızı izleyip tüm verilerin analizini yapan teknolojiler kullanılıyor. Hani bilgisayar başındayken başınıza birinin dikilip izlemesi durumu 🙂 Ne kadar sinir olursunuz değil mi ?

Bu teknoloji –DPI– geliştirilene dek internet tarafsız bir ağ/yapı idi. Herbirimiz gezintimiz sırasında birer gönderici ve alıcı olarak paketler gönderir paketler alırız. İnternet bu paketlerin içeriğine karışmaz, paketlerin gideceği adres ile ilginirdi. Ancak Phorm ve gezinti.com gibi hizmetler bu tarafsız, özgür ve kendini geliştiren yapıyı bozdular. Bu sistemlere izin verdiğimiz takdirde tüm verilerimiz bizim kontrol edemediğimiz yöntemlerle işleniyor/analiz ediliyor ve profillenerek önümüze bu profillemeden yapılan çıkarımla önümüze gelen bir içerik görüyoruz. İnternetin tarafsız ve özgür yapısı bozularak “ticari öncelikli” bir düzen haline getiriliyor. Devamını Oku

Dahi anlamındaki “de” ayrı yazılır

Yazım HatalarıYazılarımda -de ve -da eklerini çok yanlış kullanmamdan dolayı şikâyetler geldi. -de, -da özürlüye çıkıyordu ki adım durumu kurtarayım dedim. Sağ olsun değerli Bilim Hatunu bu konuda uyarı ve telkinlerde bulundu. Şimdi bu yazı ile kendime yazım kurallarını hatırlatmış ve internet ortamında sıkça karşılaştığımız hataları paylaşmış olacağım. Öncelikle efendim “dahi” anlamına gelen “de” ve “da” ait olduğu kelimeden ayrı yazılır. Bu altın kuraldır. Eğer siz de blog yazıyorsanız dikkat etmelisiniz.  <- Bu da örnek bir cümle oldu. 🙂 Eğer bir yer, konum söz konusu ise -de ve -da ekleri bitişik yazılır. Yazılarımda -de , -da eklerinin yazımında hata yaptığım doğrudur. Sürç-i lisan ettiysem affola. Tabi sadece -de, -da yazımı değil daha nice hatalar var. Sıkça gördüğümüz ve yaptığımız hatalara bir bakalım. Devamını Oku

Zamlardaki istikrar milli takıma yansıdı

İstikrar-Zam-Milli TakımOna zam, buna zam, şuna zam, gazın doğalı sunisi hertürlüsüne zam derken ülke olarak zamlar konusunda ve fahiş fiyata enerji kullanmak konusunda istikrarımızı kaybetmiyoruz. İstikrar demişken yakın zamanda öğrendik ki herşeyde istikrarlı olmamak gerekiyormuş.  Abdullah Avcı hocamız sağolsun öğretti. Malumunuz milli takımımız istikrarlı bir şekilde yenilmeye devam ediyor. Artık o hale geldik ki takım yense haberini alsak “yok canım daha maç bitmemiştir” diyeceğiz. Tabi ekonomide, zamlarda, alım gücünde, milli gelirde şunda bunda sürekli bir istikrar söz konusu olunca milli takımda ilk yenilgiyi aldı sonra bunu istikrarlı olarak yapalım dedi heralde. Göz önünde istikrarlı, güçlü, maça çıkmış, kondisyonu tam oyuncular dururken ordan burdan yeni yetme, sağın solun ikinci liginden adam toplayıp çıkıyoruz sahaya. Sahadaki oyuncularda koşma, çalışma, beceresini ortaya koyma konusunda bir istikrarsızlık olunca tabi yenilgi konusunda bu terse dönüyor ve istikrarlı olarak yeniliyoruz. Devamını Oku

#Çuvaldız Manifestosu

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır demiş atalarımız. Ne de güzel söylemişler değil mi? Çuvaldız olarak yazıma başlık attım. Belki birileri iğnenin tadına bakar da çuvaldızı öyle bize sokmaya çalışırlar…

Neden mi? 

Popüler gazetelerimiz birleşmiş ve bugün bir deklarasyon yayınlamışlar. Söylediklerine göre “Korsan Gazeteciliğe Hayır” konsepti ile protesto ediyorlar.

Haksız da değiller… Karikatürler, köşe yazıları, haberleri, fotoğrafları ve daha birçok yayın, internet üzerinde kaynak dahi gösterilmeden yayınlanıyor. Üstüne üstlük bundan sonra kaynak belirtseler dahi, alıntı (ya da çalıntı) yapılan tüm haber ve içerikleri için dava açacaklarını duyurmaktalar.

Gazeteciler o kadar emek, para ve kaynak ayırıp haber yaparak çalışmaktalar. Birileri de elbette ki bu emeklerini kötüye kullanabiliyor. Buraya kadar ben de kendilerini destekliyorum. Sonuçta yapılan hırsızlık… Hırsız her yerde hırsız, gazeteden de çalıyor, blogdan da çalıyor, bankadan da çalıyor, sokakta çantanı da çalıyor! Bunlar için elbette hukuk yoluna gidilsin, geç bile kaldınız! Devamını Oku