Sanal uyuşturucular

Sanal Uyuşturucular

Sanal Uyuşturucular

Son beş yıl içinde hayatımıza hızla giren ve hayatımızın hemen her anını paylaşabildiğimiz, fotoğraflar gönderip, şiirler yazabildiğimiz, beğendiğimiz paylaşımlarda insanları etiketleyebildiğimiz, bir-iki cümleyle de sınırlı olsa kendimizi ifade edebildiğimiz sosyal ağlardan bahsediyorum. Toplumumuzun ciddi bir kesimi için “sanal uyuşturucu”  evresine geçmiş olan, hepimizin bildiği sosyalliğin çığrından çıkarılıp insanları asalaklaştıran sosyal ağlardan. Belki bir kesim bu sosyal ağları amacına ve kendi çıkarına – işine uygun – kullanıyor olsada büyük bir kesim sosyal ağların gelecekte kendilerine vereceği ve şu an vermekte olduğu zarardan bihaber vaziyette. Bu ağları amaçları ve çıkarları doğrultusunda kullanan insanlar bu tehlikeyi zamanında farketmiş ve sosyal ağ kullanımını disipline edebilmiş olanlardır.

Ne mutlu onlara 🙂 Son zamanlarda çevremde ve  kendimde de  farkettiğim sosyal ağlar üzerinde kaybettiğimiz zamanı düşünür oldum. O kadar fazla ki ! Birçoğumuz daha bilgisayarımızı açar açmaz ilk işimiz internet tarayıcımızı çalıştırıp kullandığımız sosyal ağlara erişmek oluyor. Tamam güzel, kontrol edelim, iletilerimize bakalım, paylaşımlarımıza gelen yorumlara bakalım ve çıka… yok biraz daha takılalım arkadaşlar buradaymış. Durum tam olarak bu sanırım. Birçok kez sadece “bir kaç şeye bakıp çıkacağım” diye girdiğimiz bu sitelerden çıkmak ne mümkün ! Öylesine çekici, öylesine alımlı ve cazip geliyorki insana.

Aslında o günün öncesi geceden düşünür “yarın önce şunu, sonra bu işimi yapacağım. Sonra şuraya gidip şunu göreceğim, şöyle yazı yazacağım” gibisinden planlar yaparız. Ama yarın olupta “sanal uyuştucularımızı” almaya başladığımızda bu işlerden aksayanlar kesinlikle olacaktır. Çünkü birçoğumuz dengeyi kuramıyor yada dengeyi kurmakta zorlanıyoruz. Bize faydalı ve gerekli olan insanları takip edip onların paylaşımlarından yararlanıp çıkabilsek ve kendi işlerimize / kendimizi geliştirmeye yoğunlaşabilsek herşey daha güzel olacak en azından gelecek açısında daha ümitvar olacağız. Ama bu sosyal platformlarda kaybettiğimiz zamanı ayarlayamamak hergün biraz daha kaybettiriyor bize. Ordaki ortamı görüp kanmak, arkadaşlarla gırgır şamata muhabbet etmek, tartışmak, atışmak vs… gidiyor böyle saatlerimiz. Tabi bunları yaparken herşey güzel, yüzde gülücükler açıyor ancak yastığa başınızı koyup düşündüğünüz an pişman oluyorsunuz.

Benim bütün ilgim gelecektedir, çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Son bir aydır sosyal ağ kullanımımı sınırlandırmaya ve disipline etmeye çalışıyorum. Uzun vakitler geçirmemeye, zaten sıkça gördüğüm arkadaşlarımla vs muhabete girmemeye özen gösteriyorum. Bu kimseyi kırmıyorda. Eğer sizde harcadığınız zamanı dengelemek istiyorsanız zaten reelde sıkça gördüğünüz arkadaşlarınızla birde sanalda saatlerce muhabbete girmeyin. Lüzumu yok bence. Bu onları sizden uzaklaştırmaz ve arkadaşlığınıza zarar getirmez merak etmeyin. Ayrıca blog tuttuğumdan ve ilgili olduğum alanlarda kendimi geliştirmeye çalıştığımdan sosyal ağlarda takip ettiğim ve paylaşımlarını izlediğim insanlarıda gözden geçirmeye ve listemi düzenlemeye başladım.

Kendim için düşündüğüm ve ilerde elde etmeyi planladığım bir kariyer planım var. Bu yüzden alanımla ilgili kariyer yapmış, bir yerlere gelmiş insanları takip etmek daha mantıklı geliyor. Tabi blog yazarı olduğumdan bunların başında bloglarını severek okuduğum bloggerlar gelmekte. Sizde kendi ilgi alanınız veya branşınızla ilgili paylaşımları arıtırıp, bu branşta yükselmiş insanları takip ederek ufkunuzu genişletebilirsiniz. Onların paylaşımlarıyla tecrübelerinden yararlanabilir, yeni bilgiler edinebilirsiniz. Sosyal ağları bu şekilde kullanmanın faydası gerçekten çok büyük. Bunu uygulamaya başladığınız andan itibaren farkedeceksiniz.

Bu yazıda böylece yazıldı ve bitti. Sanal uyuşturucu kullanımını azalta bilmek dileğiyle bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim .

Share this Story
  • Düşünce

    Sanal uyuşturucular

    Son beş yıl içinde hayatımıza hızla giren ve hayatımızın hemen her anını paylaşabildiğimiz, fotoğraflar gönderip, şiirler yazabildiğimiz, beğendiğimiz paylaşımlarda insanları etiketleyebildiğimiz, ...
Load More Related Articles

Facebook Comments

2 Yorumlar


  1. Kişisel BLOK

    09/11/2011 at 23:43

    Yazını okuyunca garipsedim belki yabancı olduğumdandır. Sosyal ağlara bağlılık bende bugüne kadar olmadığından cidden böyle birşey var mı diye düşünmeden edemedim. Kendinden örnek verdiğine göre demek var. Düşündümde ben kendimi girmek için zorluyorum biraz. Eski arkadaşlarla muhabbet etmek, uzaktakilerle plan yapmak, bide arkadaşların ilgili olduğu bazı konularda paylaşımda bulunmak için sosyal ağlara girmem gerekiyor. Bu kontroller en fazla 15 dk falan sürüyor. Demek bu iyi bişeymiş 😀 İnşallah sende istediğin düzeye getirirsin Sosyal ağ kullanımını.

    Reply

    • Karabulut

      09/12/2011 at 19:32

      Bende de bağımlı denecek biri değildim aslında ama gereğinden fazla zaman kaybediyordum. Son bir aydır düzene soktum artık engel değil amaç değil araçlar benim içinde. Yorum için teşekkür ederim.

      Reply

Bir eleştiri yaz

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hakkımda


2010 yılından bu yana blog yazıyorum.


Dijital İş Geliştirme, Dijital Pazarlama, Medya ve Algı Yönetimi, İnternet Reklamcılığı, Web Geliştirme üzerine profesyonel olarak çalışmalar yürütüyorum.


Teknovol 'de kurucu ve yönetici olarak profesyonel iş hayatına devam ediyorum. İnterneti severek ve internetin daha güzel bir alan olmasına yönelik olarak seçici davranarak, yalnız maddi kaygı değil değer ve anlam katmayı da düşünerek güzel işler yapıyoruz.