Muhabbeti olduğunda birçok arkadaşımı ve tanıdığımı inandıramasamda şimdiye kadar hiç sigara içmedim. Yani izmaritin dudakta hissini, sigarayı çekmenin verdiği duyguyu bilmem. Sigara içmiş olmayı, içiyor olmayı çok düşündüğümü söyleyebilirim. Hatta birçok arkadaşımı ve bazen herhangi bir yerde sigarasını yakmış birini kısaca gözlemlediğim o sıradaki hissiyatını anlamaya çalıştığım olmuştur. Ve bu gözlemleri yaparken birçok şey farkettim sigaranın hayattaki yerine dair.. Mesela son isteğinin bir sigara daha içmek olabileceğini duydum. Ve bir durakta, kantinde, çay bahçesinde, yolda birbirine sigara sunan iki kişinin ya da sigara içmekten sebep ateş paylaşanların arkadaş olduğunu gördüm. Yani birbirine sigara uzatarak arkadaş kazanılabildiğini.. Sigarayı bırakmış bir arkadaşımın “benim içinde ta ciğerlerinize kadar çekin” dediğini duydum içenlere… Ve sigara içilen bir ortamda sigara içiyor olmanın o kişiyi yabancılık hissinden kurtardığına şahit oldum.
Birde sigarayı her içenin birbirinden farklı illaki bir nedeninin olduğunu farkettim. İçen için sigara içmek için herzaman bir neden vardır. Nefeste, kıyafetlerde ve parmaklarda koku yapıyor olması buna engel değil. Sağlığa zararlı, kanser riskini artıyor vs bunlarda..
Daha çok kahvaltı ve öğlen yemeğinin üzerine keyifle ancak akşam yemeğinden sonra biraz daha efkarla yakıldığını görüyorum. Her insan için günün psikolojisine göre değişiyordur tabi ancak daha çok böyle gibi.. Sigara içenler arasında da ayrımlar yapılabilir üstelik. Özenip içenler ve devamında abartıp tiksindirecek kadar kötü ve aşırı sigara içicisi olanlar var. Birde bağımlı olmayıp sırf keyfe kedere bir iki tane yakanlar.. Ve birde sigarayla yılları birlikte devirmiş tiryakiler.. Bunların yanında birde “efendim işte ben istesem içmem bu mereti bırakırım da…” diye bahaneler üretenlerde var. Bırakmak isteyip bırakamayanlar kendini sigara ile birlikte sarıp sarmalamış insanlarımız da var. Tabi bu gerçekten istemek değil de istiyormuş gibi yapmak ya da iradesini kontrolü altına alamıyor olmaktı belkide.
Ne olursa olsun “sağlığa zararlı” olduğu biline biline sürekli yapılan bir eylem olmasına anlama veremesemde bir gruba bazen çok hak veriyorum. Bu kişiler günlük hayatlarında sürekli iş peşinde olanlar, yoğun olarak çalışanlar, sorumlulukları fazla kendilerine ayıracak vakit bulamayan ya da ayırmayan kafası sürekli meşgul insanlar.. Bu kişiler için gördüğüm kadarıyla sigara için verilen ara kendilerine ayırdıkları muazzam bir zaman dilimi, keyifli belki de efkârlı ama yalnız kendilerine ayırdıkları bir zaman dilimi.. Bu adamların sigara içişleri bir başka oluyor. İşte hiç içmedim demiştim evet hiç içmedim ama bu bahsettiğim yapıdaki kişilerin sigara içişleri benim için bazen özendirici oluyor.
Sigaraya başlamayı düşündüğüm çıkarılmasın 🙂 Ayda bir veya iki kez nargile içiyorum. Nargile içmek keyifli geliyor.
Bu yazı da böylece birşeyleri bahane edip sigaraya başlamamak için yazılmıştır. Geçen günlerde attığım bir tweetide aşağıda paylaşmak isterim, siz anladınız !
Güncellenmeyen bloglar sevilmez. Buna kendi blogumda dahil. Affola !
— Karabulut (@emrkarabulut) September 3, 2013