Bu yazıya bir iç dökme diyebilirim. Her yazı öyle değil midir? Neyse..
Dün gece saatlerinde bir seri Tweet attıktan sonra tweetlerin konusunu blog olarak yazmak istedim. Buralara bir şeyler yazmayalı uzun zaman oldu.
Çıraklık bir insana, bir gence çok şey öğretiyor. Babamın yanında getir-götürle başlayan çıraklığım daha sonra fotoğraf stüdyosunda, devamında bilgisayar teknik servisinde, sonra üniversite yıllarında stajlarda derken sürekli devam etti. Bu çıraklıkların, stajların hepsi bir şeylere dahil olmanın, öğrenme heyecanını tatmanın, güzel şeyler yapmak istemenin sonucu oldu. En son yedi yıl önce de kendi işimi kurmayla sonuçlandı.
Usta oldum diyemem. Çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Şirketi kuralı yedi yıl oldu. Güzel zamanları, yıkıcı zamanları ve birçok şeyi içinde barındıran yedi yıl. Bu süreçte birey olarak birçoğumuzda ve genelleme yaparsak toplumumuzda gördüğüm en sıkıntılı konu: hased bir toplum olmamızdır.
Ne demek hased bir toplum?
Hased kelimesi TDK’ya baktığımızda: Arapça kökenli bir sözcük. Kıskançlık ve çekememezlik anlamına geliyor.
Biz büyük küçük farketmeksizin kendimizin elde edemediği bir başarıya karşı maalesef hased bir toplumuz. Yapılan bir işi, soyut ya da somut bir kazancı, bir değeri takdir etmeyi bilmiyoruz. İyi niyetle arkasında durup gerçekten destek olmayı bilmiyoruz ya da beceremiyoruz.
Acemi de olsa, şimdilik belki beceriksizce de olsa bir şeyler yapmak isteyen çabalayan insanları yermekte, kaba tabirle gömmekte üstümüze yok. Elimizi vicdanımıza koyup düşünürsek eğer: Bir insan bir şeyler için emek veriyorsa bu emek zaten başlı başına değerlidir. Klasik bir ifadeyle takdire şayandır.
Ancak bu takdiri göstermeyi, dile getirmeyi, yapılmak istenen iyi/güzel şeylerin ve onu yapmak isteyen kişinin yanında olmayı neden beceremiyoruz? İçimizdeki o “hased” duygusu tam da bu noktada kendini gösteriyor. “Benim olmayan, benden olmayan başarıyı, güzel işi ve bunu gerçekleştireni övmem, yanında olmam.” Bu ve benzeri düşünceler yüzünden ne işler, ne yolculuklar soldu ve son buldu.. Kim bilir..
Hased duygumuzdan kurtulup biraz derine inip (korkmayın çok değil;biraz) düşündüğümüzde: Aslında gösterilen bir emeğe, çabaya, güzel bir işe ve bunu gerçekleştirene destek olduğumuzda, yanında olduğumuzda, onu motive ettiğimizde bir şey kaybetmeyiz. Eksilmeyiz. Aksine bir insan kazanabiliriz. Burada feda olmaktan, fedailik yapmaktan bahsetmiyorum. Kendinden ödün vermekten bahsetmiyorum. Böyle bir anlam çıkmasın.
Unutmayalım: Küçük de olsa samimi ve iyi niyetli bir destek; emek veren çabalayan kişiyi motive edip çok daha büyük işleri başarmasına, öğrenmesine, gelişmesine sebep olabilir. Ve bunda destek olarak küçük de olsa pay sahibi olduğunuzu bilmek, bir teşekkür almak gerçekten büyük bir duygusal tatmin sağlar. Yani kaybetmezsiniz, kaybetmeyiz.
Toplum ve birey olarak birbirimize destek olmak hiçbirimize kaybettirmez. Hepimize kazandırır.