Geceyi sevmek

Geceyi sevmekBlogumun en altında “Telif hakları uykusuz gecelerime aittir.” yazıyor. Sık sık yazılarımı okuyan ya da bloğumu ziyaret edenlerden çoğu olmasa da bir kısmı görmüşlerdir. Evet neredeyse tüm yazılarımı geceleri yazıyorum. Çünkü kendimi en özgür hissettiğim zaman dilimi gece saatleri oluyor. Tüm kuralların anlamını yitirdiği zaman dilimidir gece. Anlamsız kalabalıklardan sıyrılıp kendinle baş başa kaldığın zaman dilimi. Benim için gece beynimin ve gönlümün bir arada ve uyum içinde bir konser sunduğu tek zaman dilimidir. Tüm yazılarım işte bu yalnız senfoninin ürünüdür. Aklıma bir konu geldiğinde ve buraya yazmak istediğimde özellikle gece olmasını beklerim, gündüz benim için anlamını yitirmiş kalabalıkların cümbüşüdür. Geceleri yazıyor olmam bu cümbüşün ortasında aklımı ve gönlümü aynı yola koyamadığımdandır.

Hayal dünyamı karartan gün ışığı çekip gidince geriye sadece hayallerim, anılarım, acılarım ve kalp kırıklıklarım kalır. Oyalanacak bir şeyler bulmak isterim bazen yazı yazamadığımda ama yoktur.  İşte böyle zamanlarda çekilmez olur o gece. Hayallerin kurulup bittiği yerde bir burukluk ve hüzün sarar. Onca zaman severken yalnızlığı o an ağır gelir. Vücudun her zerresini saran o burukluğu ve hüznü atmak, elinden yüzünden silmek ve belli etmemek çok zordur. Yalnızlığın en yoğun hissedildiği vakitteyken bir uğraş bulamamak ve öylece düşünmek, belki birilerini aramak belki yanında birini istemek… Devamını Oku

Siber güvenliğin gerçek dünyaya etkileri

Siber Guvenlik 2Siber Güvenlik kavramının son günlerde ülkemizde daha ciddiye alınır olması ve üzerinden çalışmalar başlatılması gerçekten sevindirici bir olay. Ben de güvenlik alanında kendini geliştirmekte olan bir öğrenci olarak blog sayfamda elimden geldiğince bu konuda bildiklerimi aktarmaya ve farkındalığı artırmaya çalışıyorum. Bir önceki yazımda Siber Güvenlik kavramı üzerinde durmuştum ve siber güvenliğin ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Şimdi ise Siber Güvenliğin gerçek hayatta ne gibi sonuçlar ortaya çıkardığını, nelere sebep olduğunu tüm dünyadan örneklerle ve açıklamalarla aktarmaya çalışacağım.

Siber dünyada olan bir saldırının sonuçları gerçek hayatımıza neden etki ediyor ?

Çünkü artık ülkemizde internet kullanıcılarının %30 ‘a yakını (TÜİK  ‘in verilerine göre)  internetten alışveriş yapıyorlar. İnternetten alışveriş aşamasında kişisel bilgisayar güvenliği, alışveriş yapılan e-ticaret merkezinin güvenirliliği ve kullandığınız bankanın güvenirliliği devreye giriyor. Doğal olarak bunlardan herhangi birine karşı gerçekleşecek bir saldırı doğrudan sizin gerçek hayatınıza zarar verecek bir sonuç doğuracaktır.

Ülkemizde geniş çaplı ve tüm toplum üzerinde etki yaratan olaylara bakalım :

  • Seçimler öncesinde ortaya çıkan kaset olayları ( sınırsız bir özgürlük ve paylaşımların saniyeler içinde milyonlarca insana ulaşması, özel hayat kavramını bitirmiştir. )
  • 22 Ağustos 2012 ‘de gerçekleşen internet kısıtlamaları (tüm kullanıcılar internet üzerinde izlenecek ve davranışlarına göre sonuçlarla karşılaşacaklar.) TT tarafından kullanılan ve şu soruşturma açılan sistem : Phorm ! )  – BTK ‘nın Türk Telekom ‘a açtığı soruşturma ile ilgili açıklaması
  • Anonymous tarafında devlet kurumlarının sayfalarına yapılan hizmet durdurma (DdoS) saldırıları. Sınav sonuçlarına ulaşamama, sorgulamaların yapılamaması vb. sonuçlar ortaya çıkmıştı. Devamını Oku

Siber Güvenlik kavramı

Siber-GuvenlikTarihteki en ünlü başkomutanlardan Sun Tzu ‘nun 2500 yıl önce yazmış olduğu Savaş Sanatı adlı kitabı maalesef günümüzün modern savaşı olan Siber Savaşları içermiyor. Siber Savaşlara bilişim teknolojilerinin tüm dünyaya hediyesi olan en somut kavram diyebiliriz. Geleneksel savaşlardan tamamen farklı ancak yine de ölümcül ve yıkıcı zararlar verebiliyor. (TÜBİTAK – Bilim ve Teknik) Çok uzak mesafelerden, hiç görünmeden büyük devletler milyonlarca hatta milyarlarca zarara uğrayabiliyorlar. Siber savaşların mükemmel silahları olan süper bilgisayar virüslerinin 2004 yılından bu yana aktif olduğu ve bil fiil operasyonlar yaptığı söyleniyor. Yıllar öncesinden aktif olmasına rağmen, kısmen akıllı bu virüsler çok sonraları tespit edilebildi. Bu virüslerin hemen hepsi ünlü bilgisayar ve internet güvenliği firması olan Kaspersky Lab tarafından keşfedildi.

“Yakın gelecekte çıkabilecek büyük bir savaşta ilk mermi internette atılacaktır.” (Rex Hughes – NATO Güvenlik Danışmanı)

Siber kelimesi alt yapısı bilişim sistemleri olan ve gerçek hayatın gölgesi niteliğindeki yaşamdır. (Huzeyfe Önal) Halk içinde ve yine siber âlemde sanal dünya, sanal âlem olarak da bilinir ve kullanılır.

Siber Güvenlik ise siber âlemdeki hayatımızın güvenliği yani gizliliği, bütünlüğü ve erişilebilirliği konusudur. Bilgi Güvenliği ile karıştırılmaması gerekir. Bilgi güvenliği daha teknik siber güvenlik ise sosyal bir tanımdır. Siber Güvenlik daha soyut ve geniş bir kapsamda değerlendirilir. Devamını Oku

Karabulut ‘un enterasan alışkanlıkları #mimlendim

Enterasan BloggerBilimhatunu tarafından blogglerların enteresan alışkanlıkları başlığında mimlendim. Konu bloggerlar tarafından baya tutmuş. Fozdemir ‘in başlattığı mimi Spaksu devam ettirmiş ve bana kadar geldi. Yazıları okudum, baktım gerçekten her blog yazarının tuhaf alışkanlıkları ya da prensipleri varmış. Bende blog yazarken veya normal hayatta takıntılı olduğum, prensip edindiğim bazı alışkanlıklarımdan bahsedeceğim.

Bir blog yazarı yazı yazdığında karşıt görüşleri ve fikirleri öğrenmek için çevresindeki diğer blogları mimler yani o konuyla ilgili yazı yazmasını ister. Mimlenmek nedir diye soranlar olacaktır. Tanımı bu şekilde yapmış olalım.

Yazı Resimleri: Bir blog yazımı birkaç saat süre harcayıp, araştırıp uğraşıp yazdıktan ve yayına hazır hale getirdikten sonra maalesef küt diye yayınlayamıyorum. O yazıya resim bulmam ve seçmem de hayli zaman alıyor. Nedendir bilmiyorum yazı resimlerini seçerken çok zorlanıyorum ve çok zaman harcıyorum. Devamını Oku

Sonunda okullarda üniformanın sonu geldi

Üniformalı Eğitim BittiSon günlerde hepimizin tartıştığı farklı yorumlar yaptığı birçok yan etkisi olacak olan bir değişiklik oldu. Okullarda tek tip üniforma devri sona erdi. Şuan ki kılık kıyafet yönetmeliği 12 Eylül darbesinden sonra yürürlüğe girmişti. Bu değişikliğin doğru, yerinde ve geç kalınmış olduğunu düşünüyorum. 21. Yüzyılda hala okullarda kılık-kıyafet konuşuyor olmamız bile düşündürücüdür. Yüzüncü yılımızı düşünürken ve büyük hedefler ileri sürerken kılık-kıyafet, saç-sakal konuşuyor olmak, gündeme almak ve bunlarla meşgul olmak…

Bunun tek açıklaması birilerinin bu konular üzerinden sorun yaratarak faydalanıyor olmasıdır. En güzel bahane ise: Türkiye‘nin şartlarının bu bağımsızlığı kaldıramayacağının söyleniyor olmasıdır. Öğrenciler psikolojik olarak kötü etkilenecekmiş. Kimi aileler alabilirken kimileri alamayacak, kimisi giyecek kimisi giyemeyecekmiş. Aileler bu masrafın üstesinden gelemez vs. diyerek bu serbestliğe karşı geliniyor. Bunu söyleyenler ve savunanlar bir öğretmenin her gün öğrencinin karşısına takım elbiseyle çıkma zorluğunu da hesaba katıyorlar mıdır? Alan var alamayan var canım.

Velilerin kesesi düşünülüyormuş gibi öğrencileri tek tip üniformaya mahkûm bırakanlar, çocukların arasındaki sınıf farkının doğduklarından beri olduğunu görmüyorlar mı? Bu sınıf farkı bir önlükle mi örtülecek? Yasak koyduğun zaman çocuk dudağının altında ki sakala bant çekiyor, saçını uzatabilmek için doktordan rapor alıyor. Devamını Oku